9 Ocak 2017 Pazartesi

RIGA / Latvia / Latvijas / Letonya

19-20 Kasım 2016

Kuzeyin büyüleyici şehri, Riga... 

Rotamızı, Tallinn'den otobüs (1 kişi 16eur) ile Riga'ya çevirdik. Estonya ve Letonya arasında tren olmadığından, karayolu ile 4-5 saat süren konforlu bir yolculuk ile Riga'ya vardık. Otobüsün istikameti Tallinn, Parnu ve Riga şehirleridir. Otobüsün açık büfe içecek ikramları ile manzaranın keyfini çıkararak, hayli güzel bir yolculuk yaptık. 
Riga ile saat farkımız yok, para birimleri Euro, insanları 4-5 dil biliyor, İngilizceleri de oldukça iyiydi. Kasım ayında oraya gidecek olursanız, kalın montun yanı sıra bere, atkı ve eldiven kullanmanızın gerektiği günler olabiliyor, aklınızda bulunsun. Old Town (Vecriga) olarak adlandırılan lokasyon, denize daha yakın. Riga'da yeme-içme, konaklama, alışveriş vb. ihtiyaçlarınızı ucuzdan pahalıya mal edebileceğiniz dükkan ve restoran-kafeler çok var. Bu yönüyle, her bütçeye hitap eden bir şehir. 25eur civarında olan Riga card ile de pek çok müze ve turistik yerlerde indirim avantajından yararlanabilirsiniz. 
12'inci yy'da Albert of Bremen tarafından kurulan Ortaçağ ambiyasındaki bu güzel şehir, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor. 1989 yılında, Estonya, Litvanya ve Letonya halklarının elele tutuşarak oluşturdukları zincir ile tüm dünyaya, bağımsız olmak istedikleri mesajını verdiler ve 1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden ayrılarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. 
Ayrıca, Noel'de çam ağacı süsleme geleneğinin Riga'dan yayıldığı bilinmektedir. Bu geleneği ise "Karakafalılar" dedikleri, zenci bekar genç tüccarların kestiği çam ağacını, çocukların, hoşlarına gitmesiyle, süslemeye başladıkları söylenir. 
Şehirdeki yapılar art nouveau mimarisiyle inşaa edilmiş. Art Nouveau (Jugendstill) mimarisini en iyi görebileceğiniz caddeleri ise, Alberta, Strelnieku ve Elizabetes'tir. Şehirde dolaşırken çatılardaki süslemeler zaten dikkatinizi çekecektir. 
Riga'da ulaşım oldukça rahat, yürüyerek dolaşabileceğiniz gibi, metro, tramvay, troleybüs, otobüs veya taksi ile de gezmeniz mümkün. Taksi olarak ise Panda (+371 67000 000) unvanlı taksi firmasını kullanmanızı tavsiye ederiz. Çağrı merkezi sistemi ile çalışıyorlar, telefonda nereden nereye gideceğinizi söylediğiniz zaman, size yol ücretini ve saat kaçta sizi alacaklarını söylüyorlar. Varış noktanızda bu ücretten farklı bir ücret talep edemiyorlar; talep ederlerse çağrı merkezini arayıp durumu aktardığınızda, şoföre yaptırım uygulanırmış. Şehir merkezinden 10km kadar uzaktaki havaalanına Panda taksi ile 7,2eur'ya vardık, telefonda da verilen fiyat buydu. 
Vecriga bölgesindeki Elizabetes caddesi (iela) üzerinde bulunan Lido adlı cafe-restoran oldukça uygun fiyatlı ve günün her saatinde açık büfe şeklinde hizmet veriyor. 2 kişi için ortalama bir kahvaltı 12 eur, akşam yemeği 19,5 eur. Tüm öğünlerinde ki yemekler oldukça lezzetliydi. Akşam saatlerinde kalabalık olduğundan, yer bulmakta güçlük yaşayabilirsiniz. Neyse ki, yemeğini bitirenler masalarda oyalanmıyorlar. Müşterilerin çoğu ailecek geliyor. Kefirleri ise değişik ve güzeldi, tatmanızı tavsiye ederiz. Alkolsüz bir mekan olduğunu hatırlatalım. Bütçenizi biraz daha yüksek tutuyorsanız, ünlülerin de uğrak mekanı olan Vincents restoranda yemek yiyebilirsiniz. Riga'nın meşhur içeceği ise "Riga balsam" (Riga Black Balsam/Latvijas Balzams) dedikleri müthiş etkili bir tür likör. İçerisinde %45 oranında alkol varmış. İçer içmez acayip bir yanma hissi veriyor. Alacak olursanız, mutlaka tadına bakıp da satın alın. İçerken yanında çay ya da kahve ile içilmesi tavsiye ediliyor. Soğuk memleketlerin genellikle bu tür, iç yakıcı içkileri oluyor. 
Riga'yı ikiye ayıran (eski ve yeni kent olarak) Daugava Nehri kıyısında yürüyüş yaparken görebileceğiz bir anıt, Big Christopher heykeli... Heykelin aslı tarih müzesinde muhafaza ediliyor. Efsaneye göre, Christoper'ın, mağaradan çıktığı ve etkili bir selden küçük bir çocuğu kurtardığı, ertesi gün de, çok miktarda altın bulduğu ve Riga'yı kurduğu söyleniyor. Heykel şimdilerde, nehrin kıyısında, yolcuları selamlamakta. 
Alışveriş için ise, en eski pazar yerlerinden biri olan zeplin hangarları alanını görmenizde fayda var. Yiyecekten içeceğe, kıyafetten aksesuara, ayakkabıdan bitkiye herşeyi burada bulabilirsiniz. Pazarlık da yapılıyor. Diğer Baltık şehirlerinde sıkça görülen amber (kehribar) Riga'da da var. 
Riga'da görmeden dönmeyin diyeceğimiz bir diğer konu ise eğlence mekanı olarak da bilinen Skyline Bar. Bir otelin en üst katında yer alan bara akşamüstü saatlerinde giderseniz, manzara harika. Şehirdeki hemen hemen tüm sokaklar Brivibas, Valdemara, Caka iela (bulvarlarını) dik kesiyor, bu yüzden kaybolma ya da adresi şaşırma olasılığı düşük.

Riga'da gezilecek yerler kısaca;

  • The House of the Black Cat: Çok eskiden tüccarlar loncasından (big guild) atılan bir tüccarın, öfkesini ifade etmek için evinin çatısına iki tane kara kedi heykeli yaptırmış ve kuyruklarını da loncaya doğru çevirtmiş. Loncadaki esnaflarla iş tatlıya bağlanınca da, çatıdaki kedilerin yüzünü loncaya çevirtmiş. Bu siyah kediler, meydanın köşesinde yer alan sarı binanın (giriş katında şans oyunları lokali var) çatısının her iki köşesindeki sivri kubbeler üzerindedir.
  • Monument of Freedom: Şehir merkezinde yer alan Milda adlı özgürlük anıtı. Anıtın yanlarında park alanı ve su kanalları mevcuttur. 
  • Pilsetas Kanals: Şehir merkezindeki yeşil alanda yer alan kanalda tekne turu yapabilirsiniz.
  • Swedish Gate: İsveç kapısı, İsveç'in şehirdeki hakimiyetinin sonu olarak kabul edildiğinden, önemli yapılar arasındadır.
  • Riga Nativity of Christ Orthodox Cathedral: 1800'lü yıllarda Rus mimarisiyle inşaa edilmiş Ortodoks klisesi. Esplanade lokasyonunda gold renkli yuvarlak kubbeli görkemli bir klisedir.
  • St. Alexander Nevsky Church: Yeşil oval kubbeli, sarı boyalı klise de ilginizi çekecek yapılardan.
  • Powder Tower: Günümüzde orijinal haliyle var olan kule ilginizi çekecektir. 
  • Dome Cathedral (Doma Bazn. / Riga Cathedral) : Dome Meydanı'nda bulunan külah şeklinde yeşil sivri kubbesi olan katedral, hemen önündeki zeminde ise şehrin Dünya Kültür Mirası olarak ilan edildiğini gösteren yuvarlak plaka var. Biz Noel zamanı orada olduğumuzdan, klise duvarlarında müthiş ışık gösterileri yapılmıştı.
  • House of the Black Heads: Dome Meydanı'ndaki turuncu ikiz yapıdır. Eski dönemde, yabancı tüccarların loncaları olarak kullanılmış. Bodrum katında şarap mahzeni var. Giriş ücreti 3eur. 
  • Three Brothers: Ortaçağ'da Riga evlerinin yapılarını (mimarisini) temsil eden, şehirdeki  bu en eski evler gerçekten çok güzeldi. 
  • KGB Corner House: "Köşedeki Ev" olarak bilinen bu eski Sovyet KGB merkezinde, rejime karşı olan birçok Letonyalının sorguya çekildiği, işkence yapıldığı veya öldürüldüğü biliniyor.

Keyifli seyahatler ✈☺