27 Aralık 2016 Salı

KONYA TÜRKİYE TURKEY

17 Aralık 2016

Her yıl Aralık ayının 7-17'si arasında düzenlenen Sema Gösterileri ve Şeb-i Arûs gecesi/töreni için yönümüzü Konya'ya çevirdik.

Anadolu Selçuklu Devleti'ne başkentlik yapmış olan Konya, ülkemizin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan, yüzölçümü en büyük olan illerimizdir. Nasreddin Hoca ile de ün yapan Konya, camileri, türbeleri, müzeleri, yeşil alanları ve mağaraları ile turistik güzel bir ilimizdir. Olabildiğince düz olan Konya, ova üzerine kuruludur. Merkezindeki, yüksek sayılan tepesi, Alaeddin Tepesi ise yaklaşık 5-6mt yüksekliktedir. 
Konya'ya ulaşım İstanbul ve Ankara'dan hızlı tren ile ya da tüm illerden hava veya karayolu ile kolayca sağlanmaktadır. Şehir içi ulaşım ise otobüs, taksi, dolmuş ve tramvay ile yapılmaktadır. Otobüslerde, temassız işlem özellikli banka kartları ile ödeme yapılabilmesi ayrıca memnuniyet sağlamakta. Taksilerin fiyatları da makul ancak taksimetrelerin sayaçları 0,60krş olarak fiyatlandırılıyor ve sanki biraz da hızlı sayıyor gibi gördük. :) Bize mi denk geldi bilemedik ancak, otobüs, dolmuş ve taksi şoförleri şimdiye kadar gördüğümüz en kibar ve iletişimi düzgün insanlardı. Yolculara yardımcı olmaya çalışmaları, yönlendirmeleri ve hitapları kibarcaydı. Dönüşte taksi tercih ettik ve şoför yol boyunca Konya hakkında kültürel bilgiler verdi; hizmetinden ve tren garına kadar ki yolculuğumuzdan oldukça memnun kaldık. 
Konya'da konaklamadık ancak ihtimal dahilinde araştırdık, çok sayıda butik ve marka oteller Konya'da da hizmet vermektedir. Birçoğu şehir merkezinde bulunduğundan, turistik yerlere de kolayca ulaşılabilir. 
Yeme-içme konusunda ise meşhur Konya mutfağını unutmayacağız. Tattığımız lezzetler gerçekten etkileyiciydi. Etli ekmek, bıçak arası, tirit, kebap vs. Hediye olarak ise Mevlana Şekeri (peynir şekeri, Konya şekeri), hurma şekeri alabilirsiniz. Mevlana Türbesi (Mevlana Çarşısı) civarında çok sayıda şekerleme dükkanı mevcuttur, fiyatları ağırlığına göre değişmekte olup, 4-15tl arasındadır. Tadına bakmak isterseniz de birçok esnaf şekerlemeleri tattırmaktadır. 
Vaktiniz olursa Meram Bağları gezisi yapabilirsiniz. Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde bu tarihi yeşil alandan bahsetmektedir. Akşehir ilçesine giderseniz Nasreddin Hoca Türbesi'ni de ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca, Türkiye'nin tek çölü olarak bilinen ve tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Karapınar Çölü de coğrafi güzelliği ile etkileyicidir. Bunların yanı sıra, yeşil alan severler, çocuklu aileler için ve kısa bir mola olarak da Japon Kyoto Parkı'nı ziyaret edebilirsiniz.

Şeb-i Arûs Töreni:
Her yıl 17 Aralık'ta Türkiye'nin birçok şehrinde anma etkinlikleri düzenleniyor. Konya'daki Şeb-i Arûs töreni büyüleyici bir atmosferde yaklaşık 3 saat sürüyor. Törene diğer ülkelerden de oldukça fazla ilgi ve katılım söz konusu. Törende, TSM dinletisinin akabinde tasavvuf müziği eşliğinde 50-60 kişilik semazen grubu Semâ Gösterisi/Töreni yapıyor. Bu tören, ara verilmeden yedi bölümde (dört selam ile) yapılıyor. 
Birinci bölümde Peygamberimiz methedilir, O'ndan önceki tüm Peygamberler ve hepsini yaratan Allah methedilir. İkinci bölümde, Allah'ın kainatı yaratışındaki "Kün" yani "Ol" emri temsil edilir. Üçüncü bölümde, herşeye can veren "Nefes" temsil edilir. Dördüncü bölümde, semâzenler birbirine üç kere selam vererek dairevi yürür, gizli ruhun diğer ruha selamıdır. Beşinci bölüm, dört selamın yapıldığı bölümdür. Altıncı bölüm, Kur'an-ı Kerîm tilavetiyle devam eder. Yedinci bölüm, Semâ töreni tüm Peygamberlerin, şehitlerin ve bütün insanların ruhları için okunan Fâtiha ile son bulur.

Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî (asıl adı Muhammed bin Muhammed bin Hüseyin el-Belhî / Muhammed Celâleddin)
Hoşgörü ve barışın sembolüdür. İslam alimi, ilim ve din bilginidir. 1207 yılında Belh şehrinin Vahş kasabasında  (Afganistan) doğmuştur. 1212-1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları şehirden ayrılmak durumunda kalmıştır. Önce Nişabur sonra Bağdat ve hac için Kâbe'ye akabinde Şam'a hareket etmişlerdir. Şam'dan sonra, Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde ve son olarak Karaman'a gelip yerleştiler. Birkaç sene sonra Konya'ya geldiler. 2 evliliğinden 4 erkek ve 1 kız çocuk sahibi oldu. Alimlerin sultanı olan babasının ölümüyle, babasının talebeleri ve müridleri bu kez Mevlânâ'nın etrafında toplandı. İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. 17 Aralık 1273'te Hakk'ın rahmetine kavuştu. Ölüm gününü, yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. Bunun için Mevlânâ (bu ismi "efendimiz" anlamına gelmektedir) ölüm gününe "düğün günü" anlamına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu. 
Kendisine Hudâvendigâr, Mollâ-yı Rûm, Molla Hünkâr, Rûmî de denmektedir.

Deyişleri

"Hamdım, piştim, yandım"

"Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol,
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol,
Hoşgörülülükte deniz gibi ol,
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol."

Semâ:
Hz. Mevlânâ'ya göre Semâ, Allah'ın "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" sorusuna ruhların: "Evet Rabbimizsiniz" değişlerinin sesini duymak, kendinden geçmek, Rabbine kavuşmaktır. 
Türk tarihinin, inançlarının bir parçası olan Semâ, Hz. Mevlânâ (1201-1273) ilhamıyla oluştur. Kemale doğru olan manevi bir yolculuğu temsil eder. 
Semâ, kulun hakikate yönelip, akılla, aşkla yücelip, nefsini terk ederek, Hakk'ta yok oluşu ve olgunluğa ermiş halde tekrar kulluğuna dönüşüdür. 

Semâzen:
Semazenin hırkası; Çıkardığında, manen, hakikate doğar ve orada ilerler.
Semazenin başındaki sikke; nefsinin mezar taşıdır.
Semazenin üzerindeki tennûre; kefenidir.
Sağdan sola doğru, kalbin etrafında dönerler. Kollarını çapraz bağladığında, görünüşte "1" rakamının temsili olurlar. Sema sırasında kolları açık ve sağ eli dua eder gibi göklere, Hakk gözüyle baktığı sol eli yere dönüktür.

Konya'da gezilecek yerler kısaca: 

  • Mevlânâ Müzesi ve Türbesi: Dergah, 1926 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Hz. Mevlânâ'nın ve ailesinin kabirleri buradadır. İçinde ufak bir de sergi alanı mevcuttur. İçeri girdiğiniz anda ruhani bir duygu kaplıyor. Çok etkileyici bir türbe.
  • Karatay Medresesi: Selçuklu mimarisinin güzel bir örneğidir. Çinileriyle göz alıcı güzelliktedir. 
  • Alâeddin Tepesi ve Cami: Mesire yeri olarak halka açık olan tepe, şehir merkezindedir ve çevresiyle, dünyadaki en büyük döner kavşağı oluşturmaktadır.
  • İnce Minareli Medrese: Tam bir sanat eseridir. Duvar işlemeleri ise nadir bir mimari örneğidir. Hadis ilmi öğretilmek amacıyla13. yy'da inşaa edilmiştir. 
  • Sille Köyü: 6000 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. Dünyadaki en eski manastır olan Ak Manastır buradadır. Köy, İpek yolu ve Baharat Yolu üzerinde bulunduğundan, Bizans dönemine ait pek çok yapıyı da görmek mümkündür. Selçuklular'a ait hazinelerin de burada bulunduğu iddia edilmektedir.
  • Kilistra Antik Kenti ve Kaya Mezarlar: (Konya Kapadokyası) MÖ 1. yy'da kurulmuştur. Hatunsaray'a bağlı  Göktürk Köyü'nde yer alır. Evleri ve ibadethaneleri ile göz doldurmaktadır. 
  • Çatalhöyük Antik Kenti: Dünya tarihindeki ilk yerleşim yeridir. Çumra ilçesindedir. İlgi duyanlar,  çok sayıda kaynaktan detaylı bilgiye ulaşabilirler.

Bol keyifli seyahatler ✈☺




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder