Samothraki/Samothrace/Semadirek Adası

30-31 Temmuz 2016 haftasonu kaçamağı için bir Yunan Adası (Greek Island)

İstanbul'dan akşam 21:00'da Kamil Koç turizmin Yunan iş ortağı olan Crazy Holiday firmasının oldukça eski otobüsüyle Yunanistan'a hareket ettik. Dedeağaç'a sabah saat 07:00 civarında ulaştık ve otobüsten, şehrin tren garında indik. (İstanbul Dedeağaç arası 4-5 saat olmasına rağmen, biz oldukça uzun bir otobüs yolculuğu yaptık, neredeyse 10 saat (!). Uzundu çünkü İpsala gümrük kapısında 2 saate yakın vakit harcadık; pasaport ve malumunuz diğer güvenlik kontrolleri nedeniyle..)  Gar hemen deniz kenarında, garın içinden ya da yanından, Semadirek Adası'na giden Saos Ferries'e 1-2dk yürüme mesafesi ile geçilebiliyor. Cumartesi günü olması nedeniyle feribot sefer saatleri 11:00 ve 17:00. Samothraki'ye giden feribotun (SAOS Ferries) hafta içi ise günde 1'er seferi var.

Feribot saatine kadar Dedeağaç'ta (Aleksandrapolis) gezebilir, herkes gibi sizde erken saatte açılmış olan cafelerden Frappe'nizi alabilirsiniz, küçük ve güzel bir şehir. Tren garı arkanızda kalacak şekilde dümdüz yürürseniz (60-70metre) yol bir cadde ile sonlanıyor, bu caddede hayat gece 03:00'a kadar devam ediyor, aklınızda olsun:)

Feribot kişi başı 15.90Eur, biletinizde oturacağınız kabin ve koltuk no.su var ancak kimse bunu dikkate almıyor, yolculuk yaklaşık 2,5 saat sürdüğünden uyumak ve birşeyler içmek iyi fikir. Tavsiyem, feribota çıkınca B alanındaki deri koltuklarda ve mümkünse cam kenarındakilere yönelin, hem masa var hem de uyumak için çok iyi ve rahat bir yer:)

Adaya ulaştığınızda karşınıza motor ve araç kiralama dükkanları çıkıyor, biz motor kiraladık, Türkiye ehliyetiniz de yeterli zaten. Motorların günlük kirası 15eur ancak kiralama saatinize/gününüze göre pazarlık imkanınız var. Adanın genelinde alışveriş, konaklama, yeme-içme nakit yapılıyor, ancak araç kiralama da kredi kartı kabul ediyorlar. Ayrıca, adada sanırım sadece 1 adet benzin istasyonu (Kaoil) var, limandan Chora'ya doğru çıkarken solda kalıyor.

Biz Kariotes bölgesinde, adanın doğusunda kaldık. Adada da çok sayıda konaklama yeri var, bayram tatili gibi zamanlarda gitmeyecek iseniz, booking vb. Sitelerden yer ayırtmayın derim, çünkü iş yeri sahipleri bu tür sitelere komisyon ödedikleri için otel fiyatında pazarlık yapamıyorlar. Biz siteden ayırttık ve 35 eur gecelik ödedik ancak bu fiyata değecek bir mekan değildi, görevliye söyledik 25 eur olur mu diye, 'siteye komisyon ödeyeceğim, siteden ayırtmasaydınız 25 eur olurdu' dedi. Ayrıca sitelerde 10-15 konaklama yeri önerilirken bizim gördüğümüz adanın hemen her yerinde çok iyi konaklama yerleri var ve bunlar sitelerde yoktur. Konaklama yerlerinin çoğu nakit çalışıyor.

Adadan çok kısa bahsedeceğim, ada hakkında internette çok güzel ve fazla bilgi var, ben yazımda daha çok dip notlar paylaşmaya çalışıyorum. Adayı tam tur olarak gezebileceğiniz bir sahil yolu yok, doğudan da batıdan da başlasanız adanın güneyinde ki uçurumlar, dağlar bu yolları birden sonlandırıyor. Ada volkanik, sahillerdeki yapılardan hemen anlayabilirsiniz, doğusundaki deniz ve sahil taşlı, yollarda sizi sürekli keçiler karşılıyor, batısı ise kum plajlı ve adada 2-3 tane 'beach club' vardı, onun dışında sahilleri ücretsiz, sessiz sakin ancak denizde akıntının epeyce hissediliyor, dikkatli olun. Yanınıza deniz gözlüğünüzü ve şnorkelinizi almayı unutmayın.. Bir de mutlaka deniz ayakkabınız olsun;) Adada köyler birbirine çok yakın, ada zaten küçük bir ada. Therma limanına gelmeden önce mini marketlerden alışveriş yapabilirsiniz, ucuz olan marketlerden biri bu bölgede( örn; yerel mythos bira 0.81eur, bu fiyat Therma köyünde 1.05eur) Therma demişken adından anlaşılacağı üzere burası termal su kaynakları olan bölge. Ancak daha güzeli burası şelaleler (waterfall) bölgesi, büyük küçük çok sayıda şelale mevcut, mutlaka görün ve şelalerinde yüzün;

 yüzün çünkü tertemiz ve vücut sıcaklığında (ne tuzlu ne de tatlı) suları. Chora'ya da uğrayın, dağın yamacında, havası muhteşem, kırmızı çatılı beyaz renkte evleri olan güzel bir köy. Köyde kale de var ama bence en keyifli yeri yukardaki meydanı, çok şirin, hareketli, cıvıl cıvıl bir köy. Adanın batısındaki Amos (Pammos) plajına da gidin, bence en güzel deniz buradaydı. Adada Paleopoli bölgesi tarihi bir bölge, arkeoloji sevenler burayı mutlaka görmeli. Ayrıca gün batımını izlemenizi tavsiye ederim, bolca fotoğraf çekin:) Adada geceleri hava baya güzel, gece gündüz sıcaklık farkı var çok da üşütmüyor ancak yanınızda ince ve uzun kollu giysiler olsa fena olmaz.

Bir de yeme içmeden bahsedeyim, adada fiyatlar oldukça makul düzeyde. Genel olarak adada keçi dolması, fava, Yunan cacığı (caciki), musakka, şarap, yoğurt, salata, peynir vs. meşhur, tabi ada olması sebebiyle deniz ürünleri de bolca var. Bence; cacık ve fava bizdekinden farklı değildi, yoğurt ise süzme yoğurt tadındaydı, keçi dolması ise; keçi etinin yanında ciğerli içli pilav sunumuyla servis ediliyor. Şarapları ev yapımı, tüm marketlerde de mevcut(1.25eur 500ml). Örneğin, Chora'daki 1900 adlı taverna/tabepna/restaurantta 1 cacık, 1 fava, 1 musakka, 1keçi dolması, 1 sardalye ve 4 kadeh (yarım sürahi) beyaz şarap 37eur. İki kişiydik ve müthiş doyduk. Bu mekanda hem wi-fi hem de Türkçe mönü var. Adanın elması meşhurmuş, öyle ki, birkaç tane elmayı odana koyarsan kısa süre sonra odada çok keskin bir elma kokusu oluyormuş (denemedik).

Adadan pazar akşam 21:00'de feribotla ayrıldık, Dedeağaç'a saat 23:15 gibi ulaştık. İstanbul'a dönüşümüzü Ulusoy ile yaptık, bu arada Dedeağaç'tan İstanbul'a sadece 2 firmanın otobüs seferi var, firmanın Yunan iş ortağı Zorpidis Travel'in acentesinin yanındaki dondurmacıda otobüsü beklerken Yunan dondurmalarının da tadına bakmayı ihmal etmedik. Dönüşümüzde otobüs çok güzel ve rahattı, bu yüzden giderken de bu firmayı tercih etmediğimiz için pişman olduk. Sınırdan da kısa sürede geçtik. Dönüş yolculuğumuz yaklaşık 5 saat sürdü, duty free'de 20dk alışveriş yaptık, bence fiyatları çok da ucuz değildi.

Şimdilik bu kadar, herkese bol eğlencel ve keyifli seyahatler dileriz. :)